RSS

Etiket arşivi: KAMİL İMAN

Kamil İman Sahipleri Kurtulacaktır – Mehmet Sürmeli

Kelime olarak iman, bir şeyi kalben tasdik etmektir. Dinî terim olarak ise; iman edilecek hususları kalben tasdik edip bu tasdiki dille ikrar etmektir.[1] Kalbin ve ruhun doyuma ulaşıp korkunun yok olmasıdır. Hz. Peygamberin getirmiş olduğu dine bağlanmaya iman dendiği gibi, kişinin, mutlak tasdikle Hakk’a boyun eğmesidir. Hakk’a teslimiyette üç şeyin bir araya gelmesi gerekir: Kalben bağlanma, dil ile ikrar ve azalarla amel etmek.[2] İmanda şüphenin olmaması esastır.[3] Daha geniş anlamıyla iman, Allah’ın (c.) varlığına ve birliğine kalben teslimiyet, gereğinde bu teslimiyeti dille ifade etmektir. İnancında samimiyetinin bir tecellisi ve Allah Teala ile her an iletişim içerisinde olduğunun göstergesi olarak da hayatına “din”le anlam vermektir. Hayatına ilahi emirlerle anlam veren bir kişi her türlü korkudan emin olduğu gibi başkalarına da emniyet ve güven telkin eder.[4] İmanın mutlak tasdik ve hayata vahiyle anlam verme boyutları Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilmiştir: “Gerçek mü’minler, Allah’a ve Rasulüne iman eden; bu imanlarında şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenlerdir. İşte imanlarında sadık olanlar onlardır.[5]

Allah’a gerçek anlamda iman edenler, O’nun varlığı ve birliği; hüküm koyması, emir ve yasaklarına itaat konularında bir ayrım gözetmezler. İman ettik dedikten sonra amel etmemenin bir çelişki olduğunu bilirler. Allah Rasulü bu konuya şu buyruğuyla açıklık getirmiştir: “İmansız amel, amelsiz iman makbul değildir.[6] İman etmeden amel etmek nifak; amelsiz iman da fasıklıktır.[7] Hz. Peygamber, imandan sonra hemen amellerin fazileti üzerinde durmuş ve mü’minleri, dini emirleri yerine getirmeye teşvik etmiştir.[8] Birçok İslam bilgini de, farzları mükemmel bir şekilde yerine getiren bir kimsenin kelime-i tevhidin hakkını eda ettiğini belirtmişlerdir.[9] Onlara göre kelime-i tevhidin dört rüknü vardır. Bunlar, Allah’ın (c.) emirlerine uyma, yasaklarından sakınma, Allah’ın (c.) verdikleriyle yetinme ve O’ndan gelen her şeye razı olmadır.[10] Allah’ın varlığını kabul edip de emir ve yasakları konusunda O’na tabi olmamak, hayata vahiy dışı şeylerle anlam vermek, imanda samimiyetsizliktir. İlahi otoriteyi parçalamak suretiyle şirke düşmektir. Read the rest of this entry »

 
Yorum yapın

Yazan: 04 Ağustos 2010 in TEFSİR, İSLAM HUKUKU

 

Etiketler: , , ,